Ana içeriğe atla

önceleri yamalıklı şalvar giymekten utanılmazdı


NE İDİK NE OLDUK?
Bu fotoğraf büyük bir ihtimalle 1930, ya da 40’lı yıllarda çekilmiştir.
Bu resmi görünce çok duygulandım…
Babalarımızın analarımızın yaşadıkları, bizzat şahit olduğumuz çocukluk yıllarım geldi aklıma.
Yokluğun yoksulluğun hayatın bir parçası olduğu, üst başın eskimeden yenisinin alınmadığı, yırtılınca yamalandığı, ceketlerin, gömlek ve yeleklerin kol ve yaklarının iç dış yapılarak yenilendiği, çarpanaya dönen ayakkabıların tamir edilip giyildiği, eşyaların kullanılmaz hale gelmeden yenisinin yerine konmadığı günler bir film şeridi gibi geçti gözlerimin önünden.
Bu fotoğraf dünün yoksul ama gönlü bol, dertleri çok ama kendileriyle barışık, yoklar içinde mutlu, onca mesele içinde huzurlu, başkası olmadan kendileri kalabilmiş, , şükretmesini bilen, birbirine benzer hayatı paylaşan kanaatkâr insanların temsilcisi olarak duruyor karşımızda.
Dünyaları küçük umutları kocaman, kazançları az, yürekleri geniş gururlu insanlardı onlar.
Bu fotoğraf bir zamanlar; “BİZ "dediğimiz, bir birimizin sırdaşı, paydaşı, omuzdaşı, çözüm ortağı olduğu zamanın insanlarının resmidir.
Ne idik ne olduk? Nereden nereye geldik!?
Şimdi, insan olmanın gereği pek çok değerleri yitirmiş, bencil, doyumsuz, mutsuz, acımasız, vurdumduymaz, milyonlarca insan arasında yaşamasına rağmen kendisini yapayalnız hisseden, benlik çukurunda debelenen medeni dünyanın biçare insanlarına bakınca onlara gıpta ediyor, alkışlıyorum. Bugünün insanlarına, bizlere bakınca da içim acıyor maalesef.
 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

inönü caddesi iran pazarı

İRAN PAZARI SOKAGI

şehitler kervanı sözleri

28. Az Kaldı Zafere Rahmet yelleri esti kurak çöllerde Göz yaşı sevince dönüştü gözlerde Tek hükümran Allah’tır pak gönüllerde İslamın gür sedası yükseldi yine Zafere zafere az kaldı zafere Alinin kılıcı Hüseyinin elinde Savaşır meydanlarda az kaldı zafere Bahardır tomurcuk verdi bütün ağaçlar Lalelerle doldu tarlalar ve topraklar Kolları sıvamış korkmadan çalışanlar Ekilen biçilir bir hasat vaktinde Zafere zafere az kaldı zafere Alinin kılıcı Hüseynin elinde Savaşır meydanlarda az kaldı zafere Bugünkü meşakket yarın rahatlıktır Bugünkü esaret yarın azatlıktır Güneş ülkesinden biz gün ısmarladık Zülmün sonu İslamdır elbet yine Zafere zafere az kaldı zafere Ali’nin kılıcı Hüseyn’in elinde Savaşır meydanlarda az kaldı zafere Doğurdu umutlar evliyanın duası Mevlananın seması ve Yunusun aşkı Alinin kılıcı Hüseynin elinde Savaşır meydanlarda zafere az kaldı (Ş.K. 3/1) 29. Tarihe Kaydedildi Damarlarımızda gezen kanınız Gönüllere kazıldı adlarınız İslam için feda olan canınız Tarihe kayd edil

sehit molla şükrü muhittin

Bahar geldi Suruça açtı kandan gülleri Gecenin karanlığına ışık tuttu kanları Yola çıktı Suruçtan Şehidlerin kervanı Molla Şükrü, Muhyeddin davanın kurbanları İki yaprak döküldü iki damla kan düştü Kurumuş yapraklara bahar geldi can düştü Gecenin karanlığını yırttı kurşun sesleri Molla Şükrü, Muhyiddin bir yana cihan düştü. Suruç topraklarında kan düşünce gül açtı Dökülen her damla kan karanlığa nur saçtı Yola çıktı Suruçtan şehidlerin kervanı Molla Şükrü, Muhyiddin şehadete ulaştı. Bu yol yiğitler yolu geri kalsın ahmaklar Sanmasınlar ki saklar onları karanlıklar Öyle bir gün doğdu ki Suruç ufuklarında Molla Şükrü, Muhyiddin meydan okur korkaklara. Bu kanlı katilleri kanlarımız boğacak Hizbullahi dünyadan zalimleri kovacak Mazlum uyandı Suruçda eman yoktur zalime Molla Şükrü, Muhyiddin kanınız alınacak                                            ŞEHİDLERE SELAM OLSUN GÜNEYDOĞUDA MÜRTED ÖRGÜT(PKK) , TAĞUT VE MÜNAFIKLARIN ELLERİYLE ŞEHİD OLAN TÜM KARDEŞLERİMİZE SELAM OLSUN, TÜM