Ana içeriğe atla

nerde eski bayramlar

 BAYRAMLAR RUHUNU YİTİRDİ SANKİ.

Bugün bayram. İçinde bulunduğum çevreye, sokaklara bakıyorum da bizim yaşadığım bayramlar böyle değildi ki!
Bizim bildiğim ve yaşadığım bayramlar; neşe, heyecan, merak, şefkat, merhamet, yakınlaşmak, bağışlamak, paylaşmak, barışmak, eğlence, hareket, kalabalık, mutluluk demekti.
Bizim bildiğim bayramlar eş dost ziyaret etmek, el öpmek, çocuklara harçlık vermek, gelen misafire günler öncesinden hazırlanan zerdelerden, sütlaçlardan, tatlılardan, kahkelerden, kurabiyelerden ikram etmekti.
Bizim hatırladığım bayramlarda evler limon, yasemin kolonyası kokardı.
Bizim bayramlarımızda çocuklar günler öncesinden kendilerine alınan bayramlıkları ile yatar uyur, rüyalarında bayramı yaşarlardı.
Bizim hatırladığımız bayramlarda ailecek; küçükten büyüğe el öpmek, sarılmak, kucaklaşmak vardı.
Bizim hatırladığımız bayramlarda şehrin sokaklarında çocukların çatapat, mantar tabancası attıkları, bayram harçlıklarına envayi çeşit yiyecekleri aldığı zamanlardı.
Bizim hatırladığımız bayramlarda sokaklarda tiril tiril kıyafetleri ile insanların ailecek bayram ziyaretlerine gittiği, el öpüp büyüklerinin hayır duaları aldıkları müstesna günlerdi.
Şimdi ne kadar saklarsam saklayayım bayram gelince bayram sevincime puslu koca bir gölge düşüyor da beni hüznün kuyularında eli kolu bağlı bırakıyor.
Eskiden bayramlar bizi birbirimize yaklaştırırdı. Uzak eller yakın olurdu. Özlemlere vesile olurdu. Şimdilerde bayram süresi uzadıkça insanlar yaşadıkları çevreden kaçarcasına uzaklaşıyorlar. Şimdilerde zamanı tatil köylerinde dinlenerek geçirmeyi tercih ediyorlar.
Dün hatırladığım ve yaşadığım bayramlardan eser yok artık.
Bayramlaşmak unutuldu, bayramlar ruhunu yitirdi sanki.
Çocukluk günlerimizde yaşadığımız bayramları hatırladıkça, şimdiki bayramlar bana tatsız, tuzsuz, eksik, sevimsiz, kup kuru, ruhsuz, manasız geliyor. Bayramlar beni mutlu etmeye yetmiyor artık. Ruhumu yitirmiş gibi hissederken, kendimi hep bir tarafım sızılı… Hep bir tarafım eksik… Hep bir tarafım şefkat ve merhametten mahrum geliyor bana. Velhasıl Göz pınarlarımda hep akmaya hazır yaşlar bekliyor, yüreğim daralıyor.
Bugün bayram. Bunca varlık içinde kendimi neden yalnız, yoksul ve mutsuz hissediyorum?
Bayramın coşkusunu iliklerime kadar hissetmek, sevgi ve şefkat yağmurunda ıslanmak, muhabbet bağında güller dermek isterdim. Ama milyonarca insan arasında koca şehirde kendimi yalnız, kendimi mahzun, kendimi kolu kandı kırık hissediyorum.
Oysa daha fazla hayal kırklıkları yaşamamak ve yaşatmamak bizim elimizde. Siz, Bayramları bayram gibi yaşayınız ki çocuklarınız ve torunlarınız da yaşasın. Birlikte yaşayalım ki gelecekte anlatacak bir şeylerimiz olsun.
Hayırlı bayramlar dilerim. Bayramınız kutlu olsun

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

inönü caddesi iran pazarı

İRAN PAZARI SOKAGI

şehitler kervanı sözleri

28. Az Kaldı Zafere Rahmet yelleri esti kurak çöllerde Göz yaşı sevince dönüştü gözlerde Tek hükümran Allah’tır pak gönüllerde İslamın gür sedası yükseldi yine Zafere zafere az kaldı zafere Alinin kılıcı Hüseyinin elinde Savaşır meydanlarda az kaldı zafere Bahardır tomurcuk verdi bütün ağaçlar Lalelerle doldu tarlalar ve topraklar Kolları sıvamış korkmadan çalışanlar Ekilen biçilir bir hasat vaktinde Zafere zafere az kaldı zafere Alinin kılıcı Hüseynin elinde Savaşır meydanlarda az kaldı zafere Bugünkü meşakket yarın rahatlıktır Bugünkü esaret yarın azatlıktır Güneş ülkesinden biz gün ısmarladık Zülmün sonu İslamdır elbet yine Zafere zafere az kaldı zafere Ali’nin kılıcı Hüseyn’in elinde Savaşır meydanlarda az kaldı zafere Doğurdu umutlar evliyanın duası Mevlananın seması ve Yunusun aşkı Alinin kılıcı Hüseynin elinde Savaşır meydanlarda zafere az kaldı (Ş.K. 3/1) 29. Tarihe Kaydedildi Damarlarımızda gezen kanınız Gönüllere kazıldı adlarınız İslam için feda olan canınız Tarihe kayd edil

sehit molla şükrü muhittin

Bahar geldi Suruça açtı kandan gülleri Gecenin karanlığına ışık tuttu kanları Yola çıktı Suruçtan Şehidlerin kervanı Molla Şükrü, Muhyeddin davanın kurbanları İki yaprak döküldü iki damla kan düştü Kurumuş yapraklara bahar geldi can düştü Gecenin karanlığını yırttı kurşun sesleri Molla Şükrü, Muhyiddin bir yana cihan düştü. Suruç topraklarında kan düşünce gül açtı Dökülen her damla kan karanlığa nur saçtı Yola çıktı Suruçtan şehidlerin kervanı Molla Şükrü, Muhyiddin şehadete ulaştı. Bu yol yiğitler yolu geri kalsın ahmaklar Sanmasınlar ki saklar onları karanlıklar Öyle bir gün doğdu ki Suruç ufuklarında Molla Şükrü, Muhyiddin meydan okur korkaklara. Bu kanlı katilleri kanlarımız boğacak Hizbullahi dünyadan zalimleri kovacak Mazlum uyandı Suruçda eman yoktur zalime Molla Şükrü, Muhyiddin kanınız alınacak                                            ŞEHİDLERE SELAM OLSUN GÜNEYDOĞUDA MÜRTED ÖRGÜT(PKK) , TAĞUT VE MÜNAFIKLARIN ELLERİYLE ŞEHİD OLAN TÜM KARDEŞLERİMİZE SELAM OLSUN, TÜM