Sosyal medya çıkalı beri, cami tuvaletleri dahil, umumi tuvaletlerdeki duvar ve kapı arkası yazılarında belirgin bir azalma var.
Sosyal medya çıkalı beri, cami tuvaletleri dahil, umumi tuvaletlerdeki duvar ve kapı arkası yazılarında belirgin bir azalma var.
Geçenlerde fikirlerine değer verdiğim bir dostum bana aynen böyle dedi. Bilmem farkında mısınız? Sosyal medya çıkalı beri, cami tuvaletleri dahil, umumi tuvaletlerdeki duvar ve kapı arkası yazılarında belirgin bir azalma var. Bu doğrudan sosyal medya ile ne kadar bağlantılı, doğrusu bilmiyorum. Tuvalet yazıları artık bitti de demiyorum. Ama galiba sosyal medya ile beraber, o yazıları oraya yazdıran baskı ortamını yırtan bir yeni dinamik hayatımıza girdi. Konuşmak, baskılardan bunaldığını dile getirmek isteyenler bir yeni mecra buldu. Türkiye hem Facebook hem de Twitter’da ilk onun içinde yer alıyor. Biz bu mecraları en çok kullananlar arasındayız. Bunun olası sonuçlarını şimdiden düşünmeye başlamakta fayda var. Teknolojik değişim, günümüzün en büyük demokratikleştirici gücü. Hepimizi büyük bir hızla eşitliyor. Bugün size “Teknolojik değişim hayatlarımızı nasıl etkiliyor” sorusu ile ilgili nasıl düşünüyorum, dilim döndüğünce anlatmaya başlayayım.
Önce rakamlar... Türkiye’de artık 7,2 milyon Twitter ve de 30 milyonu aşkın Facebook kullanıcısı var. Araştırmalara göre internet kullananların yüzde 90’ı Facebook kullanıyor. Facebook kullananların yüzde 34’ü 24 yaşının altında. Yüzde 62’si ise 34 yaşının altında. Bu yeni mecrayı daha çok gençler kullanıyor diyebilmek mümkün bu rakamlara bakınca. Gelin Twitter’dan gidelim. Twitter’da herkes yalnızca 140 karakter kullanarak şakıyabilme imkânına sahip. Twitter adı da zaten bildiğiniz kuş şakıması demek. Şakımak için önce twitter.com internet sitesindeki hesabınıza ulaşmanız lazım. Buradan hem istediklerinizin şakımalarını izleyebiliyor hem de siz şakıyabiliyorsunuz. Sitenin aktif kullanıcılarının yüzde 24’ü Amerika’dan, yüzde 8’i Japonya’dan, sonra üçüncü sırada yüzde 7 ile Hindistan geliyor. Türkiye yüzde 2,5 ile onuncu sırada yer alıyor. Suudi Arabistan yüzde 2 ile on ikinci sırada. Venezüella, yüzde 1,7 ile 13. sırada. İlk on içinde Rusya dahil altı adet gelişmekte olan ülke var. Sıkıntısı olan daha çok konuşuyor. Öyle anlaşılıyor ki Türkiye’de de bir sıkıntı var. Ya da ne bileyim, bizim memlekette konuşacak lafı olduğunu düşünenlerin sayısında bir fazlalık var. Konuşacak lafı olduğunu düşünerek dikkate alınmak isteyenlerin. Her durumda demokratikleşme süreci ile yakından alakalı ve son derece sıhhatli.
Akıllı telefonların yaygınlaşması ile birlikte, bu yeni mecralara erişim daha da kolaylaştı. Cep telefonu şebekesinin hızla yaygınlaşması ise o akıllı telefonların dünya üzerinde çok daha geniş bir kitle tarafından kullanılabilmesini mümkün hale getirdi. 2012 yılında yapılan bir çalışmaya göre dünyada 7 milyar kişi yaşıyor ve de 6,3 milyar cep telefonu aboneliği mevcut. Hem de süratle yayılıyor. 2003 yılında Afrika’da cep telefonu yoktu. 2008’de abone sayısı 100 milyonu aştı. Sabit telefonu olmayanın cep telefonu olabiliyor. Artan ‘Dünyalı olma hali’nin farkında mısınız? Dünya artık daha hızlı birörnekleşecek. Küreselleşmenin daha başının başındayız.
Tuvaletle başladım, öyle bitireyim: Hindistan’da toplam 247 milyon hane var. Bu hanelerin yüzde 53’ünün daha tuvaleti yok. Hane sakinlerinin ihtiyaç gidermek için sokağa çıkmaları gerekiyor. Ama aynı Hindistan’da cep telefonu kullanma yoğunluğu 2012 yılında yüzde 75’e ulaştı. Hichamal Pradesh gibi daha dağlık eyaletlerde bu oran yüzde 82’ye ulaşıyor. Mısır’da hanelerin yüzde 60’ının da benzer problemleri var. Ama Mısır’da cep telefonu yoğunluğu yüzde 100’ü aşmış durumda. Ne demek bu? Sıkıntılar yoğun bile olsa, Hindistan ve Mısır nüfusunun neredeyse tamamı cep telefonuyla tanışmış demek. Ne demek? Artık herkes vatandaş demek.
Bugünlerde biz TEPAV’da âkil insanlar heyeti ile vatandaşları bir araya getiriyoruz. Hafta sonu Antakya’daydım. Karşımda eşit haklara sahip olduğunun bilincinde, her konuda kanaat sahibi, hükümet politikaları konusunda endişelerini çekinmeden dile getiren vatandaşlar gördüm. Ben teknolojik değişimin bir büyük eşitleyici olarak önemli bir rol oynadığını düşünüyorum.
Önce rakamlar... Türkiye’de artık 7,2 milyon Twitter ve de 30 milyonu aşkın Facebook kullanıcısı var. Araştırmalara göre internet kullananların yüzde 90’ı Facebook kullanıyor. Facebook kullananların yüzde 34’ü 24 yaşının altında. Yüzde 62’si ise 34 yaşının altında. Bu yeni mecrayı daha çok gençler kullanıyor diyebilmek mümkün bu rakamlara bakınca. Gelin Twitter’dan gidelim. Twitter’da herkes yalnızca 140 karakter kullanarak şakıyabilme imkânına sahip. Twitter adı da zaten bildiğiniz kuş şakıması demek. Şakımak için önce twitter.com internet sitesindeki hesabınıza ulaşmanız lazım. Buradan hem istediklerinizin şakımalarını izleyebiliyor hem de siz şakıyabiliyorsunuz. Sitenin aktif kullanıcılarının yüzde 24’ü Amerika’dan, yüzde 8’i Japonya’dan, sonra üçüncü sırada yüzde 7 ile Hindistan geliyor. Türkiye yüzde 2,5 ile onuncu sırada yer alıyor. Suudi Arabistan yüzde 2 ile on ikinci sırada. Venezüella, yüzde 1,7 ile 13. sırada. İlk on içinde Rusya dahil altı adet gelişmekte olan ülke var. Sıkıntısı olan daha çok konuşuyor. Öyle anlaşılıyor ki Türkiye’de de bir sıkıntı var. Ya da ne bileyim, bizim memlekette konuşacak lafı olduğunu düşünenlerin sayısında bir fazlalık var. Konuşacak lafı olduğunu düşünerek dikkate alınmak isteyenlerin. Her durumda demokratikleşme süreci ile yakından alakalı ve son derece sıhhatli.
Akıllı telefonların yaygınlaşması ile birlikte, bu yeni mecralara erişim daha da kolaylaştı. Cep telefonu şebekesinin hızla yaygınlaşması ise o akıllı telefonların dünya üzerinde çok daha geniş bir kitle tarafından kullanılabilmesini mümkün hale getirdi. 2012 yılında yapılan bir çalışmaya göre dünyada 7 milyar kişi yaşıyor ve de 6,3 milyar cep telefonu aboneliği mevcut. Hem de süratle yayılıyor. 2003 yılında Afrika’da cep telefonu yoktu. 2008’de abone sayısı 100 milyonu aştı. Sabit telefonu olmayanın cep telefonu olabiliyor. Artan ‘Dünyalı olma hali’nin farkında mısınız? Dünya artık daha hızlı birörnekleşecek. Küreselleşmenin daha başının başındayız.
Tuvaletle başladım, öyle bitireyim: Hindistan’da toplam 247 milyon hane var. Bu hanelerin yüzde 53’ünün daha tuvaleti yok. Hane sakinlerinin ihtiyaç gidermek için sokağa çıkmaları gerekiyor. Ama aynı Hindistan’da cep telefonu kullanma yoğunluğu 2012 yılında yüzde 75’e ulaştı. Hichamal Pradesh gibi daha dağlık eyaletlerde bu oran yüzde 82’ye ulaşıyor. Mısır’da hanelerin yüzde 60’ının da benzer problemleri var. Ama Mısır’da cep telefonu yoğunluğu yüzde 100’ü aşmış durumda. Ne demek bu? Sıkıntılar yoğun bile olsa, Hindistan ve Mısır nüfusunun neredeyse tamamı cep telefonuyla tanışmış demek. Ne demek? Artık herkes vatandaş demek.
Bugünlerde biz TEPAV’da âkil insanlar heyeti ile vatandaşları bir araya getiriyoruz. Hafta sonu Antakya’daydım. Karşımda eşit haklara sahip olduğunun bilincinde, her konuda kanaat sahibi, hükümet politikaları konusunda endişelerini çekinmeden dile getiren vatandaşlar gördüm. Ben teknolojik değişimin bir büyük eşitleyici olarak önemli bir rol oynadığını düşünüyorum.
Yorumlar