Ana içeriğe atla

osmanlıdaantep

OSMANLI İDARESİNDE ANTEP ( 1516-1919 )



Antep ’in Osmanlı İmparatorluğuna Katılması ( 20.08.1516 )



Antep Halkı 1516 yılında Yavuz Sultan Selim kumandasındaki Osmanlı Ordusunu, Antep yöresine geldiği zaman, sevinçle karşılamıştı. Antep Kalesi muhafızı Yunus Bey, kalenin anahtarını 20 Ağustos 1516 günü törenle Osmanlı Hükümdarına vermişti. Kilis yakınlarında Memlûklarla yapılan Mercidabık Meydan Savaşında Antep halkı, Osmanlı Ordusu saflarında savaşmışlardı. Böylece Antep yöresinde Osmanlı yönetimi başlamıştı.



Antep Halkının Ekonomik Üstünlüklerini Koruduğu Devir ( 1516 – 1596 )



Osmanlı İmparatorluğu diğer Türk– İslam devletleri geleneklerine uyarak, Antep yöresi halkının iç işlerine karışmamıştı. Gaziantep ve çevresindeki şehirlerde ticaret ve sanayi gelişmeye devam etmişti. Bu devirde zengin vakıf kuruluşları, esnaf birlikleri, sosyal yardım kurumları, medreseler ve köy aşiret oymaklarının düzenli çalıştıkları, Gaziantep Müzesinde 175 büyük cilt halinde saklanan ( Gaziantep Şer’i Mahkeme Sicilleri )’ndeki belgelerde yer almaktadır. Türkler tarafından vakıflar yoluyla bir çok medrese, kitaplık, han, bedesten, çarşı, kastel, hamam, su yolu, cami gibi topluma hizmet eden tesisler ve binalar inşa edilmiştir. Bu dönemde transit ticaret önem kazanmış, sanat kolları gelişmişti.



Yerli Sanayinin Yıkılması ve Anadolu’nun Ekonomik Bakımdan Batının Sömürgesi Haline Gelişi ( 1690 – 1919 )



Osmanlı yöneticileri yerli sanayinin korunması için tedbirler almamışlar, aksine Avrupalıların ve azınlıkların az gümrük vergisi vererek daha ucuza mal satmalarına izin vermişlerdi. Türk halkından ve esnafından alınan ağır vergiler sebebiyle Avrupa mallarından daha pahalı hale gelen yerli sanayi ürünleri satılamadığından, yerli sanayi çökmüştü.



1610-1838 yılları arasında Gaziantep’te, birçok esnaf ve halk ayaklanması olmuştur. Şer’i Mahkeme sicillerindeki belgelerden, Osmanlı idaresinin yanlış kararlar alması sonucunda, bu dönemde sanayi ve ticaretin gerilediği, köylülerin dağlara çekildiği, azınlıkların ekonomik anlamda hızla güçlendiği anlaşılmaktadır.



Antep Halkına Karşı Diğer İslam Halklarının Saldırıları



İç güvenliği bozulan Osmanlı idaresindeki Türk olmayan halklar, kıtlık yıllarında Antep yöresine ani yağmalarda bulunmuşlardır. Saldırılar 16.yy.dan Cumhuriyet devrine kadar kısa aralıklarla 400 yıl devam etmiştir. Bu saldırıların en önemlileri 18. ve 19. yüzyıllarda Suriye’deki Muvaliler, Aneze, Rişvan, Ketiken ve Arap Aşiretleri tarafından düzenlenmiştir.



Ayrı Bir Devlet Kurmak İsteyen Canpolatoğulları İle Savaş



17.yy.da Kilis çevresinde Canpolatoğlu ailesinden vali ve paşalar Osmanlı Devletine karşı zaman zaman ayaklandılar. Bunlardan Hüseyin Paşa ve Ali Paşa, Osmanlı İmparatorluğu’ndan ayrı bir devlet kurmak istiyorlardı. Ayrı para bastırdılar. Hutbede isimlerini okuttular. Halep civarında bağımsız devlet kurmak isteyen Canpolatoğlu etrafında Türk olmayan topluluklarda birleşti. Antep halkı, Osmanlı Devleti’nin yanında yer aldı.



Mısır Kuvvetleri Karşısında Antep Halkının 8 Yıl Süren Savaşları ( 1832 – 1839 )



Mısır Valisi Mehmet Ali Paşa, Antep bölgesi halkının Osmanlı Devleti idaresinden hoşnut olmadığını biliyordu. Osmanlı hanedanını ele geçirmek amacıyla oğlu İbrahim Paşa kumandasındaki bir orduyu Güney Anadolu’ya gönderdi. Mısırlılar Anadolu’yu Türkçe konuşan askerlerle ele geçirmek istiyorlardı. Bu amaçla Mehmet Ali Paşa 8 yıl boyunca Antepli, Kilisli, Hataylı, Çukurovalı Türk gençleriyle ordusunu güçlendirmek için çalıştı. Güney Türkleri, Mehmet Ali Paşa’ya boyun eğdikleri takdirde, milli birlik ve beraberliğin, Arap kültürü ile bozulacağını anlamışlardı. Bu yüzden direndiler. Bir direniş esnasında mısırlı yöneticiler 400 Antepli ’yi kılıçtan geçirerek cezalandırdılar.



Bu savaşlarda Osmanlı Ordusu, Antep halkına yardım edememiş, üstelik Nizip’te Mısır Kuvvetlerine yenilmiştir. Antep halkının direnişini anlatan Şer’i Mahkeme Sicilleri, destanları ve hikayeleri, 8 yıl savaşlarının 1920 yılında Fransızlara karşı yapılan savunmadan çok daha zor şartlar içinde geçtiğini göstermektedir. Bu savaşlarda Osmanlı Kültürünü savunan medrese çevresi tarafsız davranırken, Türk Kültürüne bağlı halk kitleleri Mısır Ordusuna karşı çıkmış ve onları Güney Anadolu’dan çekilmeye mecbur etmişlerdi.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

şehitler kervanı sözleri

28. Az Kaldı Zafere Rahmet yelleri esti kurak çöllerde Göz yaşı sevince dönüştü gözlerde Tek hükümran Allah’tır pak gönüllerde İslamın gür sedası yükseldi yine Zafere zafere az kaldı zafere Alinin kılıcı Hüseyinin elinde Savaşır meydanlarda az kaldı zafere Bahardır tomurcuk verdi bütün ağaçlar Lalelerle doldu tarlalar ve topraklar Kolları sıvamış korkmadan çalışanlar Ekilen biçilir bir hasat vaktinde Zafere zafere az kaldı zafere Alinin kılıcı Hüseynin elinde Savaşır meydanlarda az kaldı zafere Bugünkü meşakket yarın rahatlıktır Bugünkü esaret yarın azatlıktır Güneş ülkesinden biz gün ısmarladık Zülmün sonu İslamdır elbet yine Zafere zafere az kaldı zafere Ali’nin kılıcı Hüseyn’in elinde Savaşır meydanlarda az kaldı zafere Doğurdu umutlar evliyanın duası Mevlananın seması ve Yunusun aşkı Alinin kılıcı Hüseynin elinde Savaşır meydanlarda zafere az kaldı (Ş.K. 3/1) 29. Tarihe Kaydedildi Damarlarımızda gezen kanınız Gönüllere kazıldı adlarınız İslam için feda olan canınız Tarihe kayd edil

inönü caddesi iran pazarı

İRAN PAZARI SOKAGI

sehit molla şükrü muhittin

Bahar geldi Suruça açtı kandan gülleri Gecenin karanlığına ışık tuttu kanları Yola çıktı Suruçtan Şehidlerin kervanı Molla Şükrü, Muhyeddin davanın kurbanları İki yaprak döküldü iki damla kan düştü Kurumuş yapraklara bahar geldi can düştü Gecenin karanlığını yırttı kurşun sesleri Molla Şükrü, Muhyiddin bir yana cihan düştü. Suruç topraklarında kan düşünce gül açtı Dökülen her damla kan karanlığa nur saçtı Yola çıktı Suruçtan şehidlerin kervanı Molla Şükrü, Muhyiddin şehadete ulaştı. Bu yol yiğitler yolu geri kalsın ahmaklar Sanmasınlar ki saklar onları karanlıklar Öyle bir gün doğdu ki Suruç ufuklarında Molla Şükrü, Muhyiddin meydan okur korkaklara. Bu kanlı katilleri kanlarımız boğacak Hizbullahi dünyadan zalimleri kovacak Mazlum uyandı Suruçda eman yoktur zalime Molla Şükrü, Muhyiddin kanınız alınacak                                            ŞEHİDLERE SELAM OLSUN GÜNEYDOĞUDA MÜRTED ÖRGÜT(PKK) , TAĞUT VE MÜNAFIKLARIN ELLERİYLE ŞEHİD OLAN TÜM KARDEŞLERİMİZE SELAM OLSUN, TÜM