Ana içeriğe atla

Gaziantep Yaylaları



Gaziantep Yaylaları


Gaziantep Yaylaları, rengarenk kır çiçekleri, dağ çayırları ve çeşitli ağaç türlerinin kapladığı, suyunun soğuk, havasının serin ve yerleşim yerlerinin çok yükseklerindeki düz ve yüksek yerlerdir. Gaziantep yaylaları doğanın temiz havasını ve muhteşem güzellikteki manzaralarını insanlara cömertçe sunarlar.Yaylalarda doğa ile baş başa olup şehrin kirli havasından ve gürültüsünden uzak, temiz havada, çevresi ağaçlarla çevrili, her tarafı çimlerle kaplı ve kır çiçekleriyle bezenmiş ortamda dinlenmek için kamp kurula bilinir, kır koşuları, dağ yürüyüşü (Treaking) yapıla bilinir. Yine buz gibi suların aktığı Gaziantep yaylalarında küçük derelerin kenarında günübirlik piknik yapıla bilinir. İlde Yayla Turizminin yapılacağı iki yayla bulunmaktadır.

Sofdağı Yaylası:
Güneydoğu Torosların uzantısı olan Sof dağlarının üzerinde bulunan Sofdağı Yaylası, Gaziantep’e 32 km. uzaklıktadır. Gaziantep şehir merkezine yakın olmasından dolayı hafta sonları yoğun ziyaretçi almaktadır. Yaylanın 3 km. öncesindeki Sof Alıcı Köyüne kadar yol asfalt olup, köyden yaylaya kadar olan yol ise stabilizedir.

Sofdağı Yaylası;Gaziantep platosunu yüksekten seyretmek,doğa ile baş başa kalmak, gürültüsüz, kuş sesleri ve su şırıltıları arasında doğa yürüyüşü, kamp ve piknik yapmak için ideal bir yerdir. Sofdağı yaylasında rüzgarın tatlı esintisinin ağaçların arasından geçerken çıkardığı fısıltı, pınarlarından akan suların sesine karışır. Bazen kuş sesleriyle birlikte koyun melemeleri de duyulur. Sof dağlarının en yüksek tepesi olan ve adına Kepekçi Tepesi denilen yerde, oksijen miktarı son derece yüksek olup, havası çok temizdir ve insan sağlığı için faydalı ve ideal bir yerdir. Yılın en soğuk günlerinde dahi bol oksijen sebebiyle bu kesimde insanların terledikleri tespit edilmiştir. Sofdağı Yaylası’nın batısında küçük bir kaynağı bulunan Sofdağı içmesi, hafta sonlarında yakın yerleşimlerden gelenlerce ziyaret edilmektedir. Kaynaktan çıkan şifalı suyun çok az olmasına rağmen yöre halkı tarafından birçok iç ve cilt hastalıklarına iyi geldiği söylenmektedir.

Sofdağı yöresinde böcekler dahil 124 çeşit hayvanın yaşadığı, 96’sı tıbbi, 11’i baharatlı, 10’u çalı ve çit, 26’sı soğanlı, 12’si ağaç, 19’u meşe olmak üzere toplam 267 tür canlı bitkinin yetişmekte olduğu tespit edilmiştir. Yine Sofdağı ve çevresinde 20’nin üzerinde tatlı su kaynağı bulunmaktadır. Gerdek Pınarı, Cennet Pınarı ve Börek Pınarı bunlardan bazılarıdır.

Sofdağı yaylası yıllardan beri köylüler tarafından ve azda olsa yaz aylarında piknik yapmak için şehirden giden insanlarca kullanılmaktadır. Baharın başlangıcıyla beraber koyun ve keçi sürülerini önüne almış, çadırını battaniyesini atının terkisine yerleştirmiş çıngırak sesleri arasında yaylalara doğru yol alan bir topluluk görürseniz bilin ki onlar Sofalıcı köylüleridir. Köylüler bahar aylarında sıcaklık tenlerine değer değmez köyden yaylaya yol alırlar. Sonbaharın o kasvetli havaları bastırdığında ise köye dönüş hazırlıkları başlar. Yıllardan beri bu böyle sürüp gitmektedir. Yaylada köylüler tarafından sulu tarım yapılmakta, sebze ve meyve yetiştirilmektedir. Yaz aylarında yaylayı ziyaret edenler, yoğurt, süt, yumurta gibi gıda maddeleri; domates, salatalık, fasulye gibi sebze ve çeşitli meyveleri yayladan temin edebilirler. Yaylada alt yapı mevcut olmayıp, elektrik bulunmaktadır. Su doğal pınarlardan veya garaf adı verilen geniş su kuyularından su motoruyla çekilerek sağlanmaktadır. Suyu son derece yumuşak(kireçsiz) ve soğuktur.

Hızır Yaylası:
İklimin verdiği özellikle her mevsim yeşillikler içinde bulunan Hızır Yaylası, İslahiye ilçesi Altınüzüm beldesinin 20 km. batısında Amanos Dağlarının tepesinde bulunmakta ve yeşilin her tonunun görülebileceği ve gökyüzünün mavisiyle kucaklaştığı bir yaylalar topluluğudur. Yayla tahminen deniz seviyesinden 1300-1500 m. yüksekliktedir.15.12.1994 tarih ve 94/6345 sayılı Bakanlar Kurulu kararıyla Turizm Merkezi ilan edilmiştir.Yaylada elektrik, telefon gibi altyapı hizmetleri bulunmamasına rağmen yolu asfalttır. Ulaşım İslahiye-Altınüzüm yolu ile olduğu gibi Osmaniye’den de stabilize bir yol ile sağlanmaktadır.

Hızır Yaylası, rengârenk kır çiçekleri, ilkbaharda dağ laleleri, büyüleyici güzellikte manzaraları yanında buz gibi suları, pırıl pırıl güneşi ve bol oksijenli tertemiz havası ile insanların doğayla baş başa, kuş sesleri ve su şırıltıları arasında sağlıklı yaşam için doğa yürüyüşü, doğayı tanıma ve inceleme gezileri, kamp ve piknik, vb. aktivitelerin yapılabileceği tabiatın insan eliyle bozulmadan öylece kaldığı, doğasıyla insanı büyüleyen ideal bir yerdir. Yayla’da gaz lambası ışığında yenen akşam yemeği ve akabinde yapılan sohbetler insanları bambaşka duygularla baş başa bırakmaktadır. Yaylada çok geniş bir tabana yayılan çam, sedir, köknar, çınar, kızılağaç, ardıç ve meyve ağaçları mevcuttur. Kaynak sularının ve kar sularının oluşturduğu dereler ve bu derelerin suladığı alanlarda yetişen sebze, meyve, tarla ve süs bitkileri vb. ürünler bol miktarda bulunmaktadır.

Hızır Yaylasında, günübirlik olarak veya uzun süreli tarım amacıyla yaylaya çıkan köylülerin kaldıkları doğal malzemeden yapılan barakalarda konaklama yapıla bilinir.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

inönü caddesi iran pazarı

İRAN PAZARI SOKAGI

şehitler kervanı sözleri

28. Az Kaldı Zafere Rahmet yelleri esti kurak çöllerde Göz yaşı sevince dönüştü gözlerde Tek hükümran Allah’tır pak gönüllerde İslamın gür sedası yükseldi yine Zafere zafere az kaldı zafere Alinin kılıcı Hüseyinin elinde Savaşır meydanlarda az kaldı zafere Bahardır tomurcuk verdi bütün ağaçlar Lalelerle doldu tarlalar ve topraklar Kolları sıvamış korkmadan çalışanlar Ekilen biçilir bir hasat vaktinde Zafere zafere az kaldı zafere Alinin kılıcı Hüseynin elinde Savaşır meydanlarda az kaldı zafere Bugünkü meşakket yarın rahatlıktır Bugünkü esaret yarın azatlıktır Güneş ülkesinden biz gün ısmarladık Zülmün sonu İslamdır elbet yine Zafere zafere az kaldı zafere Ali’nin kılıcı Hüseyn’in elinde Savaşır meydanlarda az kaldı zafere Doğurdu umutlar evliyanın duası Mevlananın seması ve Yunusun aşkı Alinin kılıcı Hüseynin elinde Savaşır meydanlarda zafere az kaldı (Ş.K. 3/1) 29. Tarihe Kaydedildi Damarlarımızda gezen kanınız Gönüllere kazıldı adlarınız İslam için feda olan canınız Tarihe kayd edil

sehit molla şükrü muhittin

Bahar geldi Suruça açtı kandan gülleri Gecenin karanlığına ışık tuttu kanları Yola çıktı Suruçtan Şehidlerin kervanı Molla Şükrü, Muhyeddin davanın kurbanları İki yaprak döküldü iki damla kan düştü Kurumuş yapraklara bahar geldi can düştü Gecenin karanlığını yırttı kurşun sesleri Molla Şükrü, Muhyiddin bir yana cihan düştü. Suruç topraklarında kan düşünce gül açtı Dökülen her damla kan karanlığa nur saçtı Yola çıktı Suruçtan şehidlerin kervanı Molla Şükrü, Muhyiddin şehadete ulaştı. Bu yol yiğitler yolu geri kalsın ahmaklar Sanmasınlar ki saklar onları karanlıklar Öyle bir gün doğdu ki Suruç ufuklarında Molla Şükrü, Muhyiddin meydan okur korkaklara. Bu kanlı katilleri kanlarımız boğacak Hizbullahi dünyadan zalimleri kovacak Mazlum uyandı Suruçda eman yoktur zalime Molla Şükrü, Muhyiddin kanınız alınacak                                            ŞEHİDLERE SELAM OLSUN GÜNEYDOĞUDA MÜRTED ÖRGÜT(PKK) , TAĞUT VE MÜNAFIKLARIN ELLERİYLE ŞEHİD OLAN TÜM KARDEŞLERİMİZE SELAM OLSUN, TÜM