Ana içeriğe atla

gaziantep bedestenleri




ZİNCİRLİ BEDESTEN TİCARETE AÇILDI
- ZİNCİRLİ BEDESTEN


1781 yılında Darendeli Hüseyin Paşa tarafından yaptırılan Zincirli Bedesten, halk arasında "Kara Basamak Bedesteni" olarak da bilinir. Bedestenin güney kapısındaki dört dizelik kitabeyi devrin şairlerinden Kusuri yazmıştır. Bedesten kuzeyden güneye ve doğudan batıya uzanan iki ayrı bölümden meydana gelmiş olup, her iki bölüm kuzeydoğuda kesişmektedir.

Bir süre et ve sebze hali olarak kullanılan bu bedesten, Vakıflar Gaziantep Bölge Müdürlüğü'nce restorasyon işleri tamamlanarak, Gaziantep'lilerin istifadesine sunulmuştur.




Gaziantep'in tarihi mekanları arasında önemli bir yere sahip olan Zincirli Bedesten, restorasyon çalışmalarının tamamlanmasının ardından yeniden ticari faaliyetlerde bulunan esnafa ev sahipliği yapmaya başladı.








Gaziantep'te, 1781 yılında Darendeli Hüseyin Paşa tarafından yaptırılan, uzun yıllardan beri kasaplara ev sahipliği yaptığı için Et Hali olarak da adlandırılan tarihî Zincirli Bedesten, Vakıflar Bölge Müdürlüğünün yaptırdığı restitüsyon ve restorasyon çalışmaları sonrasında, 73 dükkan ile ticari faaliyette bulunmak isteyenler için otantik bir ortam sunuyor. Tarihî bedesten, açık artırma usulü ile kiralandı. İhaleye büyük ilgi gösteren esnaf, tüm dükkanları kiraladı ve 1 Ocak 2009 tarihinden beri de taşınmalar başladı.





Gaziantep Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği (GESOB) Başkanı Ömer Küsbeoğlu, tarihi Zincirli Bedesteni'nin restorasyon çalışmaları tamamlanarak yeniden esnafın hizmetine sunulmasının çok olumlu bir gelişme olduğunu söyledi. Küsbeoğlu, yüzyıllar boyunca Gaziantep'te küçük esnaf ve sanatkara hizmet veren Zincirli Bedesteni'nin, yeniden küçük esnafa ev sahipliği yapmaya başlamasının önemli olduğunu belirtti.



Küsbeoğlu, halen taşınmaların devam ettiği Zincirli Bedesten'in en kısa zamanda eski canlılığına kavuşacağına işaret ederek, şu bilgileri verdi: "Gaziantep, daha önce olduğu gibi, günümüzde de önemli bir ticaret merkezi. Bu özelliği dolayısıyla, il genelinde değişik bölgelerde, bir zamanlar esnafımızın faaliyette bulunduğu bedestenler, hanlar, iş merkezleri var. Son yıllarda, bu tarihi mekanların, aslına uygun olarak restore edilerek, esnafımızın hizmetine sunulmuş olması, bizim açımızdan son derece önemli. Son olarak, Zincirli Bedesteni'nin de esnafımızın hizmetine sunulması, esnafımıza rahat bir ortam sağlamış oldu. Bu çok önemli bir gelişme ve devam etmesini istiyoruz."



GAZİANTEP - KEMİKLİ BEDESTEN


Kemikli Bedesten, 1865 yılında Müftü Hacı Osman Efendi tarafından yaptırılmış olup, her biri 15X60 ebadında olan iki bölümlü, dikdörtgen planlı ve kesme taştan yapılmış bir yapıdır.
Temel kazıları sırasında kemik bulunduğu için adına halk tarafından Kemikli Bedesten denmiş ise de asıl adı Mecidiye Bedesteni'dir. Çatısı oval şekilde yapılmış olan bedestenin, doğu ve batı bölümlerinde ikişer girişi bulunmakta ve içerisinde 72 dükkan bulunmaktadır.

Günümüzde bedesten, iş yeri olarak kullanılmaktadır
Bedesten Nedir?

Sözcüğe Türkçede ilk bezzazistan olarak Selçuklular döneminde rastlıyoruz. Kelime anlamıyla bezzaz kumaşçılar demektir. Bunun arkasına eklenen –istan ekiyle ise kumaşçılar çarşısı anlamına ulaşıyoruz. Bu sözcük 17. Yüzyıla kadar özgün şekliyle kullanılırken, Anadolu Türkçesine evrilmesi sırasında "dat" harfinin okunuşunun getirdiği karışıklıkla “bedesten” olarak söylenmeye başlanmıştır. Mimari yapı tipi olarak ortaya çıkışı Beylikler Döneminde olmakla birlikte, Osmanlılar Döneminde yazışmalarda giderek daha sık rastlanmasından dolayı özgün işlevinin bu dönemde belirginlik kazandığını anlıyoruz. Bedestenler başlangıçta değerli kumaşların hırsız ve yangından korunması ve korunaklı bir ortamda satışının yapılması amacıyla ortaya çıkmış olmakla birlikte daha sonraki dönemlerde her türlü yükte hafif pahada ağır malın saklandığı ve satıldığı bir Osmanlı yapı türü haline gelmiştir. 18. Yüzyıla kadar bazı hanların bezzazlar hanı, iplikçiler hanı, dokumacılar hanı gibi uzmanlaştığını görüyoruz. Aynı yüzyılın ikinci yarısında artık bedestenleri özgün şekliyle ortaya çıktığını ve işlevinin tüm değerli emtia ve menkul değerleri de kapsayacak şekilde belirginleştiğini görüyoruz.

Osmanlılar döneminde bedestenlere kuyumcularda yerleşmeye başlamışlardır. Bedestenler bu işlevleri yanında bugün bankaların yerine getirdiği para saklamak, akreditif karşılığı ödeme yapmak gibi işlevleri de üstlenmişlerdi. Bu arada bedestenlerde yapılan değerli mal hareketlerinin ve satışının rahatlıkla izlenebilmesi nedeniyle değerli mallardan alınan Mizan Resminin toplanmasını da kolaylaştırmaktaydılar (Peker, sayfa 58). Bütün bu işlevlerinden dolayı Osmanlı ekonomik yaşamında çok önemli yer tutmaktaydılar

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

inönü caddesi iran pazarı

İRAN PAZARI SOKAGI

şehitler kervanı sözleri

28. Az Kaldı Zafere Rahmet yelleri esti kurak çöllerde Göz yaşı sevince dönüştü gözlerde Tek hükümran Allah’tır pak gönüllerde İslamın gür sedası yükseldi yine Zafere zafere az kaldı zafere Alinin kılıcı Hüseyinin elinde Savaşır meydanlarda az kaldı zafere Bahardır tomurcuk verdi bütün ağaçlar Lalelerle doldu tarlalar ve topraklar Kolları sıvamış korkmadan çalışanlar Ekilen biçilir bir hasat vaktinde Zafere zafere az kaldı zafere Alinin kılıcı Hüseynin elinde Savaşır meydanlarda az kaldı zafere Bugünkü meşakket yarın rahatlıktır Bugünkü esaret yarın azatlıktır Güneş ülkesinden biz gün ısmarladık Zülmün sonu İslamdır elbet yine Zafere zafere az kaldı zafere Ali’nin kılıcı Hüseyn’in elinde Savaşır meydanlarda az kaldı zafere Doğurdu umutlar evliyanın duası Mevlananın seması ve Yunusun aşkı Alinin kılıcı Hüseynin elinde Savaşır meydanlarda zafere az kaldı (Ş.K. 3/1) 29. Tarihe Kaydedildi Damarlarımızda gezen kanınız Gönüllere kazıldı adlarınız İslam için feda olan canınız Tarihe kayd edil

sehit molla şükrü muhittin

Bahar geldi Suruça açtı kandan gülleri Gecenin karanlığına ışık tuttu kanları Yola çıktı Suruçtan Şehidlerin kervanı Molla Şükrü, Muhyeddin davanın kurbanları İki yaprak döküldü iki damla kan düştü Kurumuş yapraklara bahar geldi can düştü Gecenin karanlığını yırttı kurşun sesleri Molla Şükrü, Muhyiddin bir yana cihan düştü. Suruç topraklarında kan düşünce gül açtı Dökülen her damla kan karanlığa nur saçtı Yola çıktı Suruçtan şehidlerin kervanı Molla Şükrü, Muhyiddin şehadete ulaştı. Bu yol yiğitler yolu geri kalsın ahmaklar Sanmasınlar ki saklar onları karanlıklar Öyle bir gün doğdu ki Suruç ufuklarında Molla Şükrü, Muhyiddin meydan okur korkaklara. Bu kanlı katilleri kanlarımız boğacak Hizbullahi dünyadan zalimleri kovacak Mazlum uyandı Suruçda eman yoktur zalime Molla Şükrü, Muhyiddin kanınız alınacak                                            ŞEHİDLERE SELAM OLSUN GÜNEYDOĞUDA MÜRTED ÖRGÜT(PKK) , TAĞUT VE MÜNAFIKLARIN ELLERİYLE ŞEHİD OLAN TÜM KARDEŞLERİMİZE SELAM OLSUN, TÜM